ABD Başkanı Donald Trump, önceki akşam saatlerinde, İsrailin 1967 yılı haziran ayında 6 Gün Savaşlarının ardından işgal ettiği Suriyedeki Golan Tepelerine ilişkin attığı tweet ile bu bölgenin artık İsrail adına tanınmasının zamanının geldiğini duyurdu. Bu tanıma, 2017 yılının Aralık ayında benzer şekilde ABDnin İsrailin başkenti olarak Kudüsü kabul ettiklerini açıklamasını anımsattı. Yaşanan son gelişmeyi, Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, Yeni Birlik gazetesindeki köşesinde okurları için analiz etti.
İşte, Golan Tepelerinin İsrailin meşru toprağı olarak tanınmasının perde arkası...
"İSRAİLİN YAYILMA POLİTİKASI GENİŞLİYOR"
Trumpın, Golan Tepelerini sonsuza kadar İsrail toprağı olarak ilan etmesi; İsrailin 6 Gün Savaşları’nda kazanmış olduğu zaferin, tescili ve meşrulaştırılması anlamına geliyor. Bölgede, İsrailin yayılmacı politikasını, ABD himayesinde geliştirdiği görülüyor. Ama daha acı olan, İslam dünyasının içinde olduğu durum. İslam dünyası güç zafiyeti içinde ve hiçbir caydırıcı niteliği taşımıyor. Kudüsün başkent olarak ilan edilip işgalinin ardından Golan sonrasında da İslam dünyası açıklamalarda bulunacaktır ancak bu, havanda su dövmekten farksız olacak.
"SU İHTİYACININ YÜZDE 35İNİ KARŞILIYOR"
Golan Tepeleri, İsrailin su ihtiyacının yüzde 35ini karşılıyor. Bölge, İsrail açısından çok önemli ve kuzeyini güvence altına alıyor. Burada bir şey daha öne çıkıyor. ABDnin, "Golan, İsrailindir" yaklaşımı; bir yandan da Hizbullah-Hamas ve İranın direncini ölçmeye yönelik bir açıklama. Bölgede nüfuzu olan İrana, Suriye üzerinden bir mesaj veriliyor. Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, BAE zaten bir şekilde ABD üzerinden İsrailin güdümüne girmiş durumda.
"YOM KİPPURUN EKSİK KALAN ZAFERİ"
Vekâlet savaşının geldiği bu noktada ABD ve İsrail, 1973 Yom Kippur savaşının eksik kalan zaferinin de peşinde. ABD ve İsrail, terör örgütü DEAŞ üzerinden stratejik aldatma ve destabilizasyon yaptı. Şimdi de meyvelerini topluyor. Kudüsü başkent olarak tanıma, Filistinde inisiyatif kayıpları, Ortadoğudaki kutuplaşma ve devletleri köleleştirme ile Trumpın, "Golan Tepelerinde İsrail egemenliğini tanıma" kararı, ABD ve İsrailin şu ana kadar(!) topladığı vekalet savaşının meyveleridir.
"JEOPOLİTİK VE TEOLOJİK ÖNEMLİ BİR ADIM"
Sürecin, İsrailin Suriyenin kuzeyinde büyük bir toprak parçasına sahip olan terör örgütü YPG/PYDye bir adım daha yaklaştığını; İsrailin adım adım YPG bölgesine yürüdüğünü de vurgulamak gerekiyor. İsrail, 2006daki gibi ilerlerse bölgede daha fazla nüfuz ve etki üretecektir.
"AVRUPANIN UYARILMASI GEREKİYOR"
Burada bir şeyi daha belirtmek gerekir ki; yaşanan süreçte özellikle Batıda, kıyamet savaşı senaryolarına inanan figürlerin çok etkin ve masa başında olduğunu görüyoruz. ABDde de, İsrailde de dogmatik inanışları nedeniyle tehlikeli adımlar atanlar şu an bölgeyi yönetmeye çalışıyor. Burada Batının yani Avrupanın büyük bir savaş ve çatışmaya karşı mutlaka uyarılması da gerekiyor.
"RUSYA İÇİN GÜVEN TESTİ OLACAK"
Şu an bölgede Suriyenin hamisi konumundaki Rusyanın ne yapacağı da önem arz ediyor. Rusya, İsrailden yana mı Suriyeden yana mı tavır koyacak bu çok önemli. Kısa süre önce Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rusyanın ABD gibi sonsuza kadar bölgede olmayacağına ve asker kısıtlamasına gideceğine yakın mesajlar verdi. Rus-İsrail ilişkilerinde ciddi bir sorun yok. Yani ABDnin bu adımı, Rusyanın Suriyeye verdiği güveni de test edecek. Rusyanın fiili oldu-bittiye vereceği cevabı da zaman içinde görmek gerekiyor.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye, İslam dünyasının ne kadar dağınık, güçsüz ve çaresiz kaldığını deşifre edebilir. Yine uluslararası hukuka uygun biçimde İslam dünyasına yön göstermekte etkin olabilir. Uluslararası hukukun, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Arap Ligi ve BMnin aktif hale getirilmesine ön ayak olabilir.
...
Açıkçası akla şu sorular geliyor.
Trump’ın böyle bir aparata dönüşmesinin arkasında ne var?
Geçmişe dair bir zafiyet mi?
Geleceğe dair beklentiler mi?
Teolojik doğmalar/gaybi emeller ve ortak jeopolitik çıkarlar mı?
Bu denklemde YPG/PKK’ya biçilen rol ne?
Ve hepsinden önemlisi!
İsrail’in aklı; jeo-stratejik kazanımlarını, sunduğu kaşık balların, feda ettiği yemlerin, taktik mağlubiyet ve geri adımların arkasına saklamayı çok iyi bilir.