MENÜ
İstanbul
Medya Nefesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Deri Tümörlerindeki Yanlış İnanış Tanı ve Tedaviyi Geciktiriyor - İzmir Haberleri
Magazin
15 Mayıs 2019 Çarşamba 12:26

Deri Tümörlerindeki Yanlış İnanış Tanı ve Tedaviyi Geciktiriyor - İzmir Haberleri

PLASTİK Cerrah Doç. Dr. Özlem Gündeşlioğlu, halk arasında yaygın ve yanlış olan ’deri tümörlerine bıçak değerse yayılır’ inancının tanı ve tedaviyi geciktirdiğini söyledi..
PLASTİK Cerrah Doç. Dr. hasret Gündeşlioğlu, ahali ortada münteşir ve kusur bulunan deri tümörlerine bıçak değerse yayılır inancının tanılama ve tedaviyi geciktirdiğini söyledi. Cilt kanserlerinde de er tanılama ve tedavinin sahn kurtarma aracı bulunduğunu tamlayan Doç. Dr. Gündeşlioğlu, "Neşter rahatsızlığı yaymadığı kabil er karışma ile hastanın ağız ağıza kaçma şansını artırıyor. Bu kusur inanıştan doğurmak şart" dedi.

İzmir Kent Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. hasret Gündeşlioğlu, cilt kanserinin dünyada en kesif rastlanan dokunmabana şekli olduğuna ilgi çekti. Deri tümörlerinin şimdi aşırı giriş ve ağırlık alanına yerleştiğini tamlayan Doç. Dr. Gündeşlioğlu, "Deri tümörleri başta de koku alma organı çevresi, delik etrafı ve ast dudakta görülüyor. Tanısı ve tedavisi geciktiğinde hastaya faturası ağırlaşıyor. Çünkü ur hasıl alanın haricinde dostça de yayılmaya bitmeme ediyor. Tümörün derinleşmesi ve yayılması, cerrahi tedavide şimdi iri bölgede muamelat yapmamıza bozukluk oluyor. Bu hallerde bedenin apayrı yerlerinde nesiç getirme gereksinimi doğabiliyor. Bu da dizi eylem sonra hastalara hem uzuv fonksiyonları aynı zamanda toplumsal ve güzel duyu anlamda da iri kırgınlık veriyor. Oysa şimdi ur küçükken çıkartılsa tedavisi şimdi endamsız müddette gerçekleşir. Hasta ağız ağıza kurtulup radyoterapi kabil tedavilere de icap kalmayabilir. Ama maatteessüf ahali ortada kusur müşterek inanış var. Eğer cilt tümörüne bıçak değerse, yayılacağı ve şimdi biçimsiz olabileceği korkusu ve fikri hakim. Hastalar bu kusur inancın etkisiyle genellikle ur tedavisini geciktiriyorlar ve ur elhak serili oluyor. Bu kusur inanışı kırmamız şart. Tümör ne derece er tanınır ve ne derece er otama edilirse hastanın ağız ağıza kaçma şansı o miktarda artar" diyerek konuştu.

GEÇ KALMIŞ VAKALARDA KAS NAKLİ YAPIYORUZ

Dudakta tümörü olup, geç başvurduğu düşüncesince dudağının iri bölümünün katılması müstelzim hastalara dar cerrahi yöntemiyle döş kafesi kasından acemi ağız yaptıklarını tamlayan Doç. Dr. Gündeşlioğlu şunları söyledi:

"Dudakta çıkan tümörlerde otama gecikirse hastanın dirim kalitesi de aşırı bozuluyor. Hasta hem yiyecek içme, konuşmada ağırlık yaşarken aynı zamanda psikolojisi bozuluyor. Dudağın iri müşterek bölümünü şamil cilt tümörlerinde işlevsel başıboş nesiç aktarımı aşırı avantajlı müşterek cerrahi karışma yöntemi. Biz döş duvarının taraf çeşidinden kası damarı ve siniriyle beraberce alıp ağız çevresindeki haslet ve sinirlere naklediyoruz. Bu bizim yaptığımız ve literatürlere eski müşterek yöntem. Bu adale nakliyle hastalanmış ameliyattan 3-6 ay sonra eskisi kabil konuşabiliyor, yiyip içebiliyor. Yani aşırı ağır cerrahi karışma ve derinlemesine müşterek otama süreci gerekiyor. Bizim isteğimiz hastalarımızın derilerinde ayrımlılık gördüklerinde boşlama etmeyip, uzmana başvurmaları. Erken tanılama ve tedaviyle bu cins ameliyatlara icap kalmaması."

- İzmir Sağlık
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Medya Nefesi